Hamaset değil Türkiye kazansın

HAMASET DEĞİL TÜRKİYE KAZANSIN

Türkiye’nin 5 yıllık belediyecilik geleceği için anahtar teslim edilmek üzere.

O, bu, şu…

Şahıslarla işimiz yok Türkiye kazansın.

Sandığa giden her seçmen  ideolojik değil hizmet kaygısıyla gitmeli.

Siyasilerin yaptıkları yapacaklarının teminatı.

Nitekim belediyecilik tecrübe işi.

İmar, çevre, mühendislik…

Önümüzde koskoca duran bir DEPREM gerçeğini düşünerek oy vermeli.

Elimizi vicdanımıza koyarken hafızamızı da biraz geriye sarmalı. 

Yurdumun cennet köşeleri sel revan içindeyken kim çizmelerini giyip yola revan oldu?

Veya kimler belediyeciliğinin at koşturması gereken bir zaman diliminde gelişmeleri tatil köylerinden takip etti.

Birileri sıcak yatak görmezken, kimler bahanelerine sarılıp gecelerce uyudu?

Kasedi geriye sarmak zorundayız.

Açık konuşayım, oy verdiğin isim kaderini belirleyecek.

Seçim çalışmaları boyunca hizmet konuşan hizmet yapacak.

Algıdan öteye gidemeyenler hezimetlerini hizmet diye halka sunacak.

Kolektif bilinç şuurunu kaybetmemeli.

İstanbul başta olmak üzere şehirlerimize medeniyet katacak projelere ihtiyacımız var.

Bu beş yıl yabana atılamaz, telafisi mümkün edilemez.

Şehirlerimizin propogandist söylemlere harcayacak bir saniyesi dahi yok.

Bu nedenle oylar hamasete değil hizmete atılmalı.

Önümüzdeki 5 yıl için bugün son gün…

İşi bilen kazansın, Türkiye kazansın.

Milli iradenin demir yumruğu sandıkları donatsın.

Haydi Türkiye hep beraber aydınlık geleceğimizi inşa etmeye…