Eski arabalar köşeliyken, neden yeni arabalar daha kıvrımlı
Eski arabaları günümüz arabalarıyla karşılaştırdığınızda keskin tasarımların giderek daha kıvrımlı hale geldiğini fark ettiniz mi? Peki neden aniden böyle bir şey yapmaya karar verildi ve arabalar daha az keskin şekillerle tasarlandı?
Film izlerken ya da eski zamanlarda çekilen fotoğraflara baktığımızda ilk dikkatimizi çeken şeyler genellikle kıyafetler ve arabalar oluyor. O dönemlerin arabaları bize her zaman daha klas görünür. Hatta bazen sırf bu eski arabaları görmek için müzelere bile gidiyoruz.
Madem bu tarz arabalar daha şık görünüp seviliyordu, neden kavisli arabalar daha sonra üretilmeye başlandı ve köşeli olanlar neden piyasadan tamamen kaldırıldı? Tabi 80 model Tofaş'ınız varsa bu sizin için geçerli değil...
Arabaların tasarımları maksimum 10 yılda ciddi bir değişime uğradı.
1980'lerin arabalarını 1990'ların arabalarıyla karşılaştırdığımızda bile aradaki büyük tasarım farkını gözden kaçıramayız. 1980 model Tofaş Şahinlere ve 1993 yılında üretilen Fordlara bakın.
Gözünüze çarpan ilk detay, 80'li yıllar ve öncesindeki otomobillerin köşelerinin kutu kenarı gibi keskin, 90'lı yıllardan itibaren ise daha kavisli olması. Ama bilmemiz gereken şu; Keskin olmalarının ve kavisli olmalarının bir nedeni vardı.
Kıvrımlı arabalar aslında 1930'larda mevcuttu.
1990'lı yıllarda otomobil üreten firmalar kavisli modellere geçtiklerinde bu aslında çok da yeni bir konsept değildi. Aşağıda görebileceğiniz 1930’lu yıllarda ortaya çıkan tasarımları hatırlayın. Chrysler Airflow gibi arabalar rüzgar direncini azaltmak için bu şekilde tasarlandı.
Ancak 50'li ve 60'lı yıllarda bu arabaların satışları durdu. Yerlerini daha büyük ve köşeli arabalarla değiştirdiler. Açılı araçlar, farklı şekillerdeki üç kutunun birleşimine benziyordu.
Köşeli araba üretmenin makul nedenleri vardı.
Eski arabalarda, iç mekanın arttırılmasına vurgu yapılıyordu. Hızlı ya da yakıt tasarruflu olması önemli değildi. Üreticiler bagaj ve iç mekan alanını en üst düzeye çıkarmaya çalışıyorlardı.
Ayrıca o dönemde küçük ve güçlü motorlar üretmek de mümkün değildi. Daha büyük arabaların üretimi pahalıydı ve dikdörtgen kenarlar üreticilerin malzemeden tasarruf etmesine olanak tanıyordu. Ancak bir süre sonra özellikle Avrupa'da akaryakıt krizi yaşanmaya başladı.
Düşük yakıt verimliliği büyük bir sorundu.
Bu yüzden mühendisler ve tasarımcılar; Daha kolay hareket edecek ve daha az yakıt tüketecek aerodinamik dostu tasarımları denemeye başladı.
Kavisler ve eğimli ön camlar havanın üzerlerinden daha kolay kaymasını sağladı. Araba aynı mesafeyi aynı hızla giderken daha az yakıt yakıyordu.
İlk kavisli araba üretildi ancak pek popüler olmadı. Tam tersine alay konusu oldu.
1982 model Ford Sierra bu arabaların ilk örneği olsa da pek popüler olmadı. Hatta "jöle kalıbı" gibi isimler bile aldı. Ancak her şey açıktı, kavisli arabalar çok daha ekonomikti. Daha sonra; BMW, Mercedes, Porsche gibi otomobil markalarının tamamı kavisli otomobillere yöneldi.
Günümüzde kavisli olanlar dışında neredeyse hiçbir araç üretilmiyor. Otomobilin evrimi bu şekilde gerçekleşti ama evrimini tamamladığını düşünmüyoruz. Bakalım gelecekte bizi neler bekliyor.